K­u­r­d­u­n­ ­n­e­ ­o­l­d­u­ğ­u­n­u­ ­G­ü­l­t­e­n­ ­T­e­y­z­e­ ­a­n­l­a­t­s­ı­n­ ­s­i­z­e­

K­u­r­d­u­n­ ­n­e­ ­o­l­d­u­ğ­u­n­u­ ­G­ü­l­t­e­n­ ­T­e­y­z­e­ ­a­n­l­a­t­s­ı­n­ ­s­i­z­e­

Tam “Merih’e verilen ceza”ya isyan ettiğimde; 

DHA’dan gelen bir fotoğraf ilişti gözüme.

Bir halı dokuma tezgâhının başında Gülten teyze halı dokuyor.

Hürriyet

Halıya biraz dikkatli bakıyorum. 

Fotoğrafı büyütüyorum.

Desenlere bakıyorum. 

Ve geçtiğimiz yıl Kayseri’de gördüğüm halı desenlerini hatırlıyorum.

Yani o halılardaki “kurt ağızları”nı, “kurt izleri”ni.

13 yaşında dokumaya başlamış Gülten teyze.

Diyor ki;

58 yıldır halı dokudum. 5 çocuğumu böyle büyüttüm.”

İşte böyle bir kültürün temsilcisidir Gülten teyze.

Bakın Kayseri’den şu halıya:

Ortasındaki sekizgenlerin içindeki motifin adı “kurt izi”dir.

Bu “kurt izi”, Milattan Önce 2 bin yıllarından beri Anadolu’nun el sanatına izini vurmuştur.

Bu “kurt izi”, binlerce yıldan gelen mirasın evlatlarına halıyla, kilimle emanetidir.

Dahası var...

Hürriyet

BENGİ TAŞ’IN SIRRI

Kazakistan’ın Nursultan şehrinde.

Bir Türk tarihi hikâyesi dinlemiştim.

Uluslararası Türk Akademisi’nde, Türk tarihine ve kültürüne büyük hizmetleri olan Akademi Başkanı Darhan Kıdırali şöyle diyordu:

Bu bina tam bir Türk yurdudur. Evinizdir. Rahat olun...”

Müzede gezerken Köktürk asıllarından Kül Tegin büstüyle karşılaşıyorum.

‘BABAMIN ASKERLERİ KURT GİBİYMİŞ’

Ve bin yıl öncesinden gelen Bilge Kağan yazıtlarından şu paragrafı okuyorum:

Türk halkı şöyle düşünmüş: ‘Devleti olan halktım. Devletim şimdi nerede? 

Kimin için ülkeler fethediyorum?’ dermiş. ‘Kağanı olan bir halktım. Kağanım nerede? Kimin kağanına hizmet ediyorum?’ dermiş. Böyle deyip Çin kağanına düşman almış. Çinliler, bu kadar kendisine hizmet ettiklerini dikkate almadan ‘Türk halkını öldüreyim, soyunu kurutayım’ derlermiş. Türkler yok olup gidiyorlarmış. Sonra Türklerin ilahi güçleri, Türklerin kutsal yer-su (ruhları) şu şekilde düzenlemişler. Belli ki Türk halkı yok olmasın, halk olsun diye babam Elteriş Kağan’ı annem Elbilge Hatun’u Tanrı tutup yüceltmiş. Babam 17 savaşçı ile isyan etmiş. Haber yayılınca, şehirdekiler de isyan etmiş. Dağdakiler aşağı inmiş. Toplanıp 70 savaşçı olmuşlar. Babam kağanın askerleri, KURT gibiymiş. Doğuya, batıya seferler eyleyince 700 savaşçı olmuşlar. Devletsiz kalıp Türk töresini kaybetmiş halkı, atalarımın dedelerimin gelenekleriyle yeniden oluşturmuş...”

ALMAN İÇİŞLERİ BAKANI FAESER NEREDEN BİLECEK

Kazakistan’da bin yıl önceden gelen “kurt izini” Kayseri’de Gülten teyzenin halılarında görünce insan sormadan edemiyor:

Bugün kurdu bir “siyasi figür” olarak yorumlayan Alman İçişleri Bakanı Nancy Faeser, bin yıllık kültürün izini nereden bilecek?

Elbette bu cehalete boyun eğmeyeceğiz.

Elbette kurdun bir siyasi figür değil, Türk’ün bin yıldan gelen bir “ruh mirası” olduğunu söylemeye devam edeceğiz.

Bunun bir ırkçılık olmadığını anlatmaya devam edeceğiz.

Mesela Türk kültüründe yılanın Batı kültüründeki gibi sinsilik olmadığını, tam tersine “şifa” demek olduğunu anlatacağız.

Halılardaki yılan figürlerinin şifa olduğunu göstereceğiz.

Çocuklarımıza neden “izci” değil de “yavru kurt” dediğimizi hatırlatacağız.

Yine de bizi dinlemezler mi diyorsunuz.

Olsun.

Biz yine de bir kurt gibi dimdik durmayı bileceğiz.

Çıkıp o sahada bütün gücümüzle oynayacağız.

Popular Articles

Latest Articles